5 Aralık 2009 Cumartesi

GAZETE TIRAJLARI VE DEMOKRASI > Mustafa Mutlu yazdı...

AKP, 3 Kasım 2002 Genel Seçimleri sonrasında iktidar koltuğuna oturdu...

6-12 Ocak 2003 tarihli tiraj raporuna göre, Türkiye’deki gazetelerin ortalama günlük satışı 3 milyon 660 bin 171’di...

O günlerde iktidarı açıkça destekleyen gazetelerin satış rakamları ise şöyleydi:

Zaman: 294.474

Türkiye: 128.252

Yeni Şafak: 64.402

Vakit: 60.052

Yeni Asya: 7.610

Toplam tirajları: 554 bin 790

İktidar yanlısı gazetelerin, toplam gazete satışlarından aldığı pay: Yüzde 15,1...

***


Aradan 6 yıl 10 ay geçti...

23-29 Kasım 2009 tarihli tiraj raporuna göre ülkemizdeki günlük gazete tirajı 4 milyon 252 bin 781’e ulaştı...

İktidarı açıkça destekleyen tarikat gazetelerine, bir de “merkez medya”dan devşirilen “akraba, eş-dost” gazeteleri eklendi...

Bunların bugünkü satış rakamları da şöyle:

Zaman: 850.165

Sabah: 358.669

Türkiye: 145.254

Takvim: 118.980

Star: 109.780

Yeni Şafak: 100.925

Taraf: 52.252

Anadolu’da Vakit: 50.611

Bugün: 43.629

Yeni Asya: 11.278

Toplam tirajları: 1 milyon 849 bin 543!

İktidar yanlısı gazetelerin, toplam gazete satışlarından aldığı pay: Yüzde 43.49...

***


Futbol ve magazin gazetelerini bir kenara koyduğunuzda, bugün satılan her 10 ulusal gazeteden 5’inin, gizlemeye bile gerek görmeksizin iktidar destekçiliği yaptığını görüyorsunuz!

Bu tabloya bir de “merkez medya” daymış gibi görünen; ama patronlarının “iş ilişkileri” yüzünden iktidara “örtülü destek veren” gazeteleri de eklerseniz...

Durum daha da vahim bir hâl alıyor.

***


Gelin görün ki; iktidar yanlısı gazetelerin sayı ve tiraj olarak bu mucizevi büyüyüşü bile, “En Büyük Devlet Büyüğü”nü kesmiyor...

İstiyor ki; herkes kendisini desteklesin, övsün, alkışlasın...

Bir tek bile muhalif kalmasın...

Desteklemeyene, övmeyene, alkışlamayana, anında yaftayı asıyor:

“Barış, millet ve devlet düşmanı!”

***


Demokrasi, “çok seslilik” rejimidir.

Bir ülkedeki gazeteler ve onların tirajları da “çok sesliliğin” en önemli göstergesidir.

Şimdi... Kararı size bırakıyorum:

Duygularınızı dinleyerek değil, yukarıdaki somut verilere bakarak söyleyin:

Son altı yılda demokrasiye mi yürümüşüz, yoksa tek sesliliğe mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder