28 Haziran 2011 Salı

DIGITURK ÜYELERiNiN SESiNi DUYMAMAKTA ISRARLI GALiBA ! TÜRK FiLMi KANALI iSTiYORUZ DiYORLAR AMA DUYAN YOK !

medyayorumcusu © 2011Digiturk Türkiye'nin en köklü dijital televizyon platformu parayı çok seven üyeyi mağdur etmeyi iyi bilen bu platformumuz nasıl olsa elimizde Spor Toto Süper Lig var, 24 ay taahhütlü mecburi para ödeyecek üyeler var deyip elinden geleni ardına saklamıyor
Epeyi zamandır Digiturk'le ilgili forum ve blogları takip ediyorum herkeste ortak istek bir klasik Türk filmi kanalı açılması yönünde herkes müşteri hizmetlerine mail atıyor ya da arıyor kanalın açılması için ama bir senedir sonuç alınamıyormuş
Müşteri hizmetlerine durum aktarıldığında "Ama Türkmax var ya o neyinize yetmiyor " gibi sözler sarf ediyorlarmış. İyi de Türkmax'ta ne zaman eski bir film yayınlandı ki hep Herşey Tadında,Show Tv'nin eski dizilerinin tekrar bölümleri,Adını Feriha Koydum...Bu kanal Türk Filmi kanalı değil Digiturk'e özgü yaşam kanalı diyelim programlar günlük hiç değişmiyor zaten sabah Herşey Tadında,öğlen Survivor Ince Hesaplar,Akşam Üzeri Heberler ve Dudaktan Kalbe prime time'da bir adet film sonra Düz Adam ve program başa dönüyor kısacası farklı birşey yok verdiğim 17 liraya yazık vallahi
D-SMART üyelerini iyi düşünüyor sadece Türk filmi kanallarını değil yabancı film kanallarını da ikiye katladı. Bir Yeşilçam Smart kanalı varken artık Smart Sinetürk kanalıyla da Türk Filmi yayını yapacaklar ne deyim helal olsun yani
Tabi bu durumu gören Digiturk'lu kardeşlerimiz neden bizim Türk Filmi kanalımız yok diye feryat ediyorlar yerden göğe kadar haklılar.Şimdi bu kanala bu kadar istek varya kesinlikle açılsa 30.99 liralık paketin aşağısındakiler kesinlikle izleyemezler forumlarda okuduğum birkaç dostun deyimiyle "Digiturk parayı sever üyeyi sevmez" kesinlikle D-Smart'ı herkese tavsiye ederim 30 liraya tüm kanalları açık izleyin ailecek 

25 Haziran 2011 Cumartesi

DISNEY CHANNEL PROGRAM SAATLERi HANGi ÜLKEYE GÖRE AYARLANMIŞ ?

medyayorumcusu © 2011  Digiturk 167. kanaldan yayın yapmakta olan Disney Channel'i  bir ay civarıdır izliyorum.Kanalda yayınlanan Waverly Büyücüleri,Sonny'nin Yıldızı, Shake It Up gibi dizileri kaçırmadan izliyorum Dizilere söyleyecek laf yok ancak program saatlerini bildiren üst barda örneğin Waverly Büyücüleri 17:55 yazısı çıkınca dizi 16:55'te çıkıyor.Digiturk'un Elektronik Program sisteminde saat 16:55 gözüküyor yani doğrusu ama kanalda neden o şekilde acaba başka bir ülkeden mi alınıyor yayın ya da Türkiye'de faaliyet gösteren Disney temsilcileri mi bu hataya göz yumuyor merak ettim.Eğer başka ülkeden sağlanıyorsa yayın her ülkenin saati ayrı geçsin bu ne şimdi kardeşim !

23 Haziran 2011 Perşembe

KURTLAR VADiSi PUSU YENi SEZONDA HANGi KANALDA ? PANA FiLM'DEN YAPILAN AÇIKLAMA

 Kurtlar Vadisi Pusu'nun 2012-2013 Sezonunda Hangi Kanalda Yayınlanacağı Medya Yorumcusu'nda ! detaylar için tıklayın



2003 yılının Ocak ayında Show TV’de yayınlanmaya başlanan Kurtlar Vadisi, 9. yılına girerken yeni kanalına geçti…
İşte Yapım Şirketinden Yeni Kanal Hakkında Yapılan Açıklama :
Show TV, Kanal D ve Star’ın ardından ATV’nin de en çok seyredilen dizisi olan Kurtlar Vadisi’nin bu kanal değişikliğinin sektörümüzün ihtiyacı olan rekabetçi yapısını destekleyeceğini umuyoruz…

Yeni sezonda kendi gününde kendi saatinde TNT’de ekrana gelecek olan fenomen dizinin güçlü bir biçimde seyircisine ulaşacağına ve yeni kanalının kısa zamanda en çok izlenen kanallar arasında yerini alacağına inancımız tam.

Geçtiğimiz sezon boyunca dizimize emeği geçen ATV yetkililerine ve çalışanlarına teşekkür eder yeni sezonda başarılar dileriz…
Saygılarımızla,
 Pana Film

20 Haziran 2011 Pazartesi

SÖZCÜ GAZETESi KiMiN SÖZCÜSÜ ? AK PARTiLiLERE APTAL DENMESiNi NEDEN SAVUNUYORLAR ? KARDEŞ GAZETELER,MÜJDAT GEZEN...

medyayorumcusu © 2011Gazete manşetlerini hep takip ederim gazetelerin birinci sayfalarına baktığım sitede ilk olarak Sözcü,Yeni Akit ve Yeniçağ gazetelerine bakma gereği duyarım çünkü her üçünün de manşetleri birbirine zıttır ve çoğunlukla haberleri uç noktadaki vatandaşları sevindirir coşturur
Yeniçağ ve Yeni Akit her ne kadar satışları iyi olmasa da,Sözcü gibi tiraj rekortmenden arta kalır yönleri yok habercilikte onlarda kendi ideolojilerinin dışındakileri görmemezlikten gelir bazen Sözcü gibi hakarete dayandırırlar.Ben Sözcü'yü Yeni Akit'i,Yeniçağ'ı bir de onlar kadar olmasa da Cumhuriyet ve Yeni Şafak gazetelerini  kardeş ilan ediyorum. Babaları bir anaları ayrı olan bu gazetelerin babalarından geçen genler diyorki "Evladım ne kadar uç nokta varsa oraya var o şekilde hareket et ! hatta hakaret et  bu size vasiyetimdir " Hepsinin annesi farklı olduğundan her ana oğluna tamam uça doğru ilerle ama benim görüşümle ideolojimle kısacası gariban babanın düşüncesi yok ama analar oğulları fitneye sevk ediyor gibi...Bu teşbihi yapma gereği duydum çünkü daha iyi anlatılmazdı galiba...



                                               SÖZCÜ'NÜN AMACI NE ?
Sözcü Gazetesinin amacı gayet açık hükumette AK PARTi ve onun zihniyetinde bir parti olmasın çünkü onlara göre Türkiye laik Atatürkçü yapısından kayar bu partiler iktidar olursa şeriat gelir.Hatta o kadar karşılarki Ak Parti'ye onlara göre bu partiye oy veren herkes "Aptal" hatta bu insanları o kadar salak yerine koymaya kalkışıyorlar ki Aziz Nesin'e seslenerek artık Türkiye'nin %60'ı aptal değil oran değişti %50 si aptal diye bir yazıyı kaleme alıyorlar.Bunu yazan Sözcü yazarı değil ama o yazarın bu yazısını paylaşmaktan gurur duyan Sözcü Gazetesi ! Milliyet yazarı Melih Aşık utanmadan böyle diyor ve ekliyor hadi o %50'yide siz bulun diyor ! Bu yazı çok espiriliymiş bir de Ak Partililerin hemen atlayıp o %50 biziz demesini doğru bulmuyorlarmış Sayın gazete yöneticileri yazarları o söze atlayan yok merak etmeyin.Melih Aşık'ın ve gazetenizin yazarlarının ne yazdığını bilmesek evet yani haklısınız ! Kesinlikle okurlarım beni Ak Partili saymayın  ben tarafsız doğruları yazan biriyim beni bilen bilir.Hiçbir şekilde bu yakıştırmaları doğru bulmuyorum.Anam babam dayım amcam Ak Partili olabilir CHP'li olabilir MHP'li olabilir hiçbir düşünce böyle bir yakıştırmayı hak etmez bunu layık görenler bence kendilerini ifade etmişlerdir. Melih Aşık'ın yazısına Tokmak köşesinden destek veren Sözcü Gazetesi bir de köşenin sonunda "Biz eskiden şakaya espiriye gülerdik şimdi ne oldu ?" diyor.Siz merak etmeyin ben açıklayayım hakarete gülen kimse hatırlamıyorum kendileri çok maruz kalmış olmalı ki böyle birşey yazmışlar.Bir de sürmanşetten bir haber yayınlamışlar "Herkesle helalleşti bir kişiyle helalleşmedi" Başbakanımızın helalleşmediği  kişide ağzının ayarını bilmeyen  Müjdat Gezen'di. Gezen Uğur Dündar'la Arena'da  "Aziz Nesin kriterlerine göre AKP %60 oy almalıydı" demişti. Bu kritere göre halkın %60'ı aptaldı.Şimdi bu kritere kızıp kendini ifade etmeye çalışan Asım Yıldırım'ı savunacağımı düşünmeyin elinde bidonuyla göbeğini kaşıya kaşıya oy vermeye giden o şahıs ayrı bir vaka "Şovmen Asım !" Biz de bu hakaretlere kızıyoruz ama tepkimizi bu yollarla göstermeye çalışmıyoruz.Her neyse Gezen'in bu sözü üzerine dava açan Başbakanımız bir tek onunla helalleşmedi. Yok bir de " Teşekkür ediyorum bize ve camiamıza hakaretinizden dolayı"mı deseydi.en iyisini etmiş bence...
Gazete Türkiye sıkıntıda baskı altında diyor.Madem o kadar baskı var siz nasıl böyle rahat yazıyorsunuz muhalefet ediyorsunuz merak ettim şimdi...


SÖZCÜ'NÜN SÜRMANŞETİ KUTUPLAŞMAYA DAHA ÇOK NEDEN OLUYOR
Sözcü dün gazetenin sürmanşetinden "Yüzde Elli Oy Aldık Defolun Bu Ülkeden" diye gerçek midir yalan mıdır belli olmayan bir haber yayınladı.Habere göre çarşaflı iki kadın başı açık 2 kadına saldırarak "Defolun bu ülkeden biz %50 oy aldık madem burda yaşacaksınız bize uyacaksınız yoksa ABD'ye defolun !" gibisinden sözler söylemişler.Ülkenin kutuplaşmaya doğru gittiğini ifade eden gazete böyle giderse ülkemiz için kötü olacak demiş.Evet kesinlikle böyle bir olayı tasvip etmem.Ancak haberinden gerçekçiliğinin olmadığını düşünüyorum.Ayrıca bu haberi okuyan bir hanımefendi ya da beyefendi şöyle düşünmez mi ; Madem bizim gibi giyinen düşünenlere böyle bir saldırı var biz de onları gördüğümüz de tavrımızı ortaya koyarız daha beterini yaparız"derse o zaman yine manşetine sürmanşetinize  taşır mısınız bu olayı bilemem kısacası bu haber daha beter kutuplaşmaya sebep olur yayınlanma amacı anlayan anladı her neyse böyle haberler yapmak ülkemizin hayrına değil bunu Sözcü'de,Yeni Akit'te,Yeni Şafak'ta,Cumhuriyet'te yapsa doğru bulmam tavrımı net koyarım.



17 Haziran 2011 Cuma

YENi AKiT KILIÇDAROĞLU'NU NASIL KARiKATÜRiZE ETTi KiME BENZETTi ?


medyayorumcusu © 201112 Haziran seçimlerinde %30 oy alacakları iddiasında olan hatta ankette CHP,Ak Partinin bir puan önünde diyen Kılıçdaroğlu ve ekibi seçimde %26 oy alınca parti içi muhalefet Kemal Kılıçdaroğlu'nun başarısız olduğunu hatta Deniz Baykal zamanında yapılan ankette partinin %28 oyu olduğu iddia edildi.Yani şimdi birşeyler demesem olmaz galiba anketi nasıl ölçüt alabilirsiniz ki ne yani Kılıçdaroğlu %35 dedi diye oylarına %9 artış mı yapılsın yoksa Erdoğan %45 dediği için %5 oyu kesilsin mi bu ne mantıktır aday olmadın olamadın şimdi bize maval okumayın beyler her neyse bizi bağlamaz onların iç muhasebeleri derine inmeyelim derim

Parti içi muhalefetten bahsettikte ebedi ve ezeli CHP muhalifi Yeni Akit (Akit Vakit Yeni Akit...) boş durur mu İslamcı gazetemiz kalkmış içinde dekolteli yarı çıplak kadınların olduğu diziyi izlemiş 
ve oradaki sempatik karakter Ziverbey'i ve o meşhur sözünü karikatürize etmişler "Koltuk sallanıyor Kemal Bey kah kih koh..." nasıl olmuş derseniz mükemmel olmuş düşünen çizen her kimse helal olsun ! Bu durum ancak bu kadar güzel anlatılırdı yiğidi öldür hakkını ver derler ya işte öyle...








DiPNOT: Haber-yorumuzda kullandığımız görseller netgazete.com'dan sağlanmıştır

10 Haziran 2011 Cuma

SURVIVOR YARIŞMACILARI OYLARINI KiME VERECEKLER ? NiHAT DOĞAN VE ASENA OYUNU KiME VERECEK ? ASENANIN TERCİHİ



Dün internette Survivor hakkında yazıları takip ederken gözüme bir şey ilişti "Survivor Ünlüler Gönüllüler Yarışmacıları Oylarını Kime Verecekler ?" adlı bir yazı. Çok şaşırdım kim bunun üzerine bir araştırma yapmış olabilir ki dedim Rota Haber sitesinde yazarlık yapan Oktay BERBER adlı yazar kardeşimiz hiç üşenmeden Survivor yarışmacılarının kime oy vereceğini araştırmış ortaya şaşırtıcı bir sonuç çıkmış çok keyifle okuyacağınızı garantilerim şimdiden İşte o derin araştırma...





Survivor Yarışmacıları Hangi Partiye Oy Verecek?
Bütün gözler ise yurtdışında tek bir noktaya, Dominik Cumhuriyeti’nde devam eden Survivor adlı yarışmadaki vatandaşlarımızın siyasi tercihlerine çevrilmiş durumda
Acun Ilıcalı, adadakiler de demokratik haklarını kullansınlar diyerek hiçbir masraftan kaçınmayıp yarışmacıları gümrüğün kapısına gizlice yığdı. Oylarını tıpkı konseydeki gibi açık olarak kullandılar. İşte yarışmacıların gönlündeki siyasi partiler ve oy verme nedenleri:
Ebru Destan:
Aldığım duyumlara göre MHP kaset piyasasını hareketlendirmiş. Şimdi şarkı kasetim olduğundan bu durum beni yakından ilgilendiriyor. Kesin MHP bu kasetlere klip de çekmiştir. Döner dönmez yeni kasetimi çıkarmalıyım. Hatta hazır gelmişken klibi bu adada önden çekerim sonra şarkıyı üzeri
ne yazarız. Güneş, kum, deniz, palmiye, pikinililer, herifler bir klip için ne ararsan var. 13 Haziran sabahı da keşke devletimiz böyle Dominik Cumhuriyeti gibi günlük güneşlik, yeşillik olsa. Her zaman pembe panjurlu bahçeli bir devletim olmasını istediğimden oyumu Dominiklilerin bekâsı için MHP’ye veriyorum.


Derya Büyükuncu:
Ben adamın hasını, yüzücünün kasını, demirin pasını severim. Ben böylesine sevdiğim için herkes de beni sever. Karım Zehra’nın kocası adadaki kızların Derya abisiyim. Bakmayın böyle masum göründüğüme, dereyi geçen deryada boğulur, bunu bilin. İsmimle müsemma bir sporcu olarak su medeniyettir diyorum. Medeniyet güneşi ülkemde hiç batmasın isterim, Zehra bilir isterim. Kendini kurtaran hepimizi kurtarır diyerek oyumu siyasette fair-play ruhunu taşıyan Numan Kurtulmuş’a, Has Parti’ye veriyorum.
Taçmin:
(İlk kez oy kullanacak Taçmin oy pusulasını eline alır ve incelemeye başlar.)Aa ne güzel resimli oy kağıdı, ne güzel hayvan resimleri var. At var burda ne güzeeel. Ayy bir ayağını kaldırmış, kıyamam ben sana, acıdığı için kaldırmış olmalı. İnşallah vurmazlar. Kendine gel Taçmin burası Survivor burada duygusallığa yer yok. Hamburgeri kazanmak için kazanacak partiye oy kullanmalısın. Grup oyunlarında her ne kadar kendimi gösteremesem de bu oy oyunu bireysel bir oyun olduğundan başarabilirim. Oy kağıdındaki birinci sıradaki partiye oyumu veriyorum.
Nihat Doğan:
Şimdi bakın, ben ilkeleri olan bir insanım. Şu oy pusulasında yer alan bütün partilere ise eşit mesafede uzaklıktayım. Her biri benim vatanımın partisidir. Ülkemin dinine, bayrağına, taşına, bonzai ağacına, killi toprağına kimse sövemez ancak hizmet etmek için ya-rı-şa-bi-lir-ler. O kadar.
Benim ülkemin lideri diğer ülkelerin liderlerinden bin kat daha onurlu, dik ve omurgalı olmalıdır. Doğru cetvel gibi olmalıdır. Doğru cetvelden eğri çizgi çıkmaz. İstikrar sürsün, Dominik Cumhuriyeti büyüsün diyorum. Büyüsün, çünkü bu adaya sığamıyorum, fazla geliyorum. Bakın, oy namustur, oy istikbaldir. Nihat Doğan’ın oyu ne Derya’nın oyuna benzer ne Asena’nın oyuna benzer. Nihat Doğan’ın oyu adadaki bütün oyunları bozabilecek güçtedir. Nihat Doğan taa Dominik’ten, okyanus ötesinden bir oy atar, Edirne’den Mars’a kim varsa herkes kurtulur. Mühür kimdeyse Süleyman odur. Benim Ak Partim diğer bütün partileri ekmek arası kaşar yapıp yer arkadaş. Son olarak halkıma bir çift lafım olacak: Sakkın ola provokasyonlara gelmeyin diyorum, promosyon olursa değerlendirin, o ayrı. Seçim döneminde alacağınız her promosyon ananızın ak sütü gibi helaldir.
Asena:
Ben “asena”yım, dişi kurt’um ama anaç olduğum söylenemez. Adadaki Nihat Doğan ve Taner gibi bazı çakallar, ayılıp bayılmama bakarak kocadığımı düşünüp maskaraları olacağımı sanıyorlarsa fena halde yanılıyorlar. Benim olayım maskara değil mastikadır. Delikanlı gibi kıvıran liderler benim idolümdür. Bu yüzden oyumu Kılıçdaroğlu’na yani CHP’ye veriyorum.
Tefik:
Benim oyumum rengi ismimde gizli. İsmimi her duyan soruyor ismin “Tevfik” ya da “Teyfik”di de nüfus memuru mu yanlış yazdı. Evet ismimi nüfus memuru böyle yanlış yazdı ama o nüfus memuru babamdı. Babam herkesin adını soyadını yanlış yazan nüfus memurlarından biri olduğundan benim de adımı yanlış yazıvermiş. Siz hem babanızın hem de genel başkanınızın yanlış yazıp konuşması ne demek bilir misiniz? Bu yüzden “bisküvi”ye “pesküvit” dediği için dillere pelesenk olan Devlet Bahçeli’ye oyumu veriyorum.
Özge:
Yüksek Seçim Kurulu’nun hani her seçim döneminde şeyleri olur ya, reklamları, hani nasıl oy kullanacağımıza dair, işte o reklamları görmediğim için nasıl oy kullanacağımı bilmiyorum desem.
Partilerin vaatlerini bilmiyorum ama CHP’nin reklamları çok acıklı. Bizde bu adada aynı sefaleti çekiyoruz. Manikür desen yok, pedikür desen yok, kür niyetine paso çamura yatıyoruz. Çamuru burada iki anlamda kullandım yani “tecahül-ü arifani mecazi mürsel” yaptım. Ben oyumu Emine’ye veriyorum. “Oy oy Emine nedir bu güzellikler” seçim şarkısını beğendiğim için oyum first lady Emine Erdoğan’a.
Taner:
Ebru, Nihat’a uyuz olduğundan oyunu kesin MHP’ye verir. MHP barajın altında kalır. Derya bu aralar leyla gibi, kesin kaydırma yapar. Taçmin’in oyuyla benim oyum bir olamaz zaten. Özge’nin bir siyasi görüşü olduğunu sanmam. Nihat Doğan’a gelince… Nihat Doğan bu adaya ünlü olarak geldi ama ben daha şöhretli olunca bana yamanmaya çalışıyor. Nihat benim adamım gibi görünse de anca badigardım olur. Neden adamım olamaz? Çünkü o Ak Parti’li. Ben ise Saadet Parti’liyim, yeaahh, yuoppiii yaşasın Saadet iktidarı, yaşasın ağır sanayi hamlesi, yeaah… Nihat Milli Görüş gömleğini çıkardı, hatta tişörtünü de çıkardı, adada öyle cıbıldak dolaşıyor. Mührü önce Saadet’e sonra alnıma basıyorum, huuh huuvv.

Oktay Berber - Rota Haber

Tabi yazının girişini metnin gidişatını bozmamak için Oktay Berber'in yazısına uydurdum açıkçası yazarın kalemi varolsun artık klavyesi de olur sağolsun çok güzel yazmış gülmekten öldüm desem yeridir.Ancak yazarımızın bu yazısında ciddi olup olmadığını bilemiyorum.Partiler biraz uymamış gibi mesela Asena dişi kurt demek yeriyle MHP'ye oy vermesi gerekir ama ; yazarımız partilerle bağdaştırma olmaması için eminim ki bu şekilde davranmıştır Mesela Taçmin atı gördüğünde ben buna oy vermesem onu vuracaklar ben dayanamam diyerek oyunu Demokrat Partiye verdiğini söyleyebilirdi Yazıdaki en uyumlu parti eşleştirmesi kimdi diye sorarsanız Nihat Doğan diyebilirim Tefik'ide unutmamak gerek gerçi hepsi çok güzel hepsine on üzerinden on !

6 Haziran 2011 Pazartesi

GÜLSE BiRSEL AVRUPA YAKASINI YENiDEN EKRANA TAŞIYOR ! DiZi HANGi KANALDA VE NE ZAMAN BAŞLAYACAK ?



Gülse Birsel’in 5 yıl süren "Avrupa Yakası" isimli sit-com’u son yılların en sevilen dizilerinin başında geliyor. Tekrarları bile hala çok izlenen dizinin ekibi şimdi yeni bir yapımda buluşuyor.
Dizinin yaratıcısı Gülse Birsel, geçen hafta Tanrıverdi’yi canlandıran Sarp Apak’la görüntülendiği Asmalımescit’te sürprizi açıkladı ve "Yeni yılla beraber eski ekibimizle dizi yapıyoruz" dedi.

Ardından Gülse Birsel kaleme aldığı köşesinde de yeni dizisiyle ilgili "Cast belli değil ama Avrupa Yakası kadrosundan Sarp Apak, Hasibe Eren ve Gönül Ülkü’nün olacağı yüksek ihtimal. Tiyatroda, sinemada, televizyonda , daha hayata yakın hikayelerin, daha gerçek bir komedinin peşindeyiz. Krek’in oyunları, genç oyuncular, bu konuda büyük umut veriyor. Sinema ve televizyonda da hakiki komedilere yaklaşma hevesim, hatta sabırsızlığım var. O bakımdan benim için tatil bitti! Gösteri başlıyor" cümlelerine yer verdi.
DİZİNİN KANALI GÜNÜ VE SAATİ BİLE BELLİ! 

Gülse Birsel, bu bilgileri vermekle yetinirken dizinin sadece kanalının değil, yayın günü ve saatinin bile belli olduğu ortaya çıktı. TV dünysının en parlak mizah kalemi olarak görülen Gülse Birsel’in yazdığı dizisi Kanal D şimdiden satın aldı.

Üstelik Kanal D, diziyi çarşamba günü "Avrupa Yakası" dizisinin yayın saatinde ekrana getirmeyi planlıyor. Böylece daha şimdiden önümüzdeki yıl da çok izleneceği varsayılan Show Tv’nin "Muhteşem Yüzyıl" dizisinin karşısına Kanal D, güçlü bir rakip koymuş olacak.

OLGUN ŞİMŞEK DE DİZİ KADROSUNDA

Dizinin kadrosunda Gülse Birsel’in adlarını verdiği oyuncuların yanı sıra Binnur Kaya ve Olgun Şimşek’in bulunduğu, Engin Günaydın’la da görüşmelerin sürdüğü öğrenildi.

Üç bölüm senaryosunun hazır olduğu belirtilen dizinin yapımcısının bu kez Sinan Çetin’in şirketi Plato Film olmaması ise dikkat çekti.

(Milliyet)

4 Haziran 2011 Cumartesi

CÜBBELi AHMET HOCA STV iÇiN NEDEN SAMAN TV DEDi ? STV'NIN AŞK-I MEMNU'SU HANGi DiZi ? SIR KAPISINDA NE SIRLAR GiZLi ?


İsmail Ağa Cemaati'nin STV'ye karşı neden tavır aldığı anlaşıldı www.ismailaga.info adlı internet sitesinden yayınlanan aşağıdaki yazı neden Saman Tv denildiğini açıklıyor


                                                                          
Cübbeli Ahmet hoca’nın “Saman TV” çıkışı dikkatleri Samanyolu Televizyonu’nun üzerine çekti. “Saman TV seyredeceğine dansöz seyret” cümlesi sosyal paylaşım sitelerinde uzun bir süre duvarlardan düşmedi. Peki, bu STV de ne var ve nasıl bir kanal?

   İşi bilen bir arkadaşımızdan bu konuda bilgi aldık. İşte Samanyolu Televizyon kanalından bazı öne çıkanlar;

STV’NİN AŞKI MEMNUSU
   Kanal D’de “Aşkı memnu” adında bir dizi varmış daha önceleri. Bir sürü gayri meşru ilişkiler. O yengesiyle beraber, bu baldızıyla beraber. O onu aldatıyor, bu bununla yatıyor. Tam bir felaket.
   STV’de bunlardan etkilenmiş olacak ki, “Farklı desenler” adında bir dizi çıkarmış. Fazla tutulmayan dizide ne yok ki!
   Dizi öncelikle İslam’ın yasakladığı geniş aile tarzını teşvik ediyor. Gelin, damat, ağabeyleri, kardeşleri hep beraber yaşıyorlar.
   Dizide gayr-i meşru ilişkiler, yalanlar, aldatmalar, sarhoş zinalar, boşanmalar ardı ardını kovalıyor. Dizi de verilen tek din dersi evin en yaşlısının yarım yamalak kıldığı namaz.
   Şimdi bunu Kanal D yapınca ahlaksızlık oluyor, Stv yapınca İslami kanal olduğu için ses çıkaran yok maalesef.

MACERACI BUDİST TAPINAĞINDA
   Daha önceleri videosunu sitemizden yayınladığımız bir videoda da gördüğünüz üzere Maceracı programının yapımcısı gayri Müslimlerle ve putperestlere sanki Müslümanmış gibi diyaloğa giriyordu. Allah’ın selamını veriyor, maşallah diyor, onlar gibi giyinip ayinlerine katılıyordu. Programın dünya turu yayından kalktı ama kimse bir özür açıklaması yapmadı.

AMERİKAN SİNEMALARI REVAÇTA
   STV’nin film kuşağında Amerikan sinemaları başı çekiyor. Bolca Hıristiyanlık propagandası yapılan Amerikan yapımı dövüşlü, kavgalı, kovalamacılı filmler ardı ardına geliyor. Filmlerde öpüşme gibi sahneler kesilse de kadınların ahlaksız giyim tarzı olduğu gibi seyirciye AKTARILIYOR.

DİZİLER İLE VERİLEN MESAJLAR
   Cübbeli Hoca’nın dikkat çektiği husus dizilere verilen mesajlardı. Masum bir çocuğun “Başka dinlerden olan insanlarla cennette buluşabilecek miyiz”sorusu üzerine başörtülü kadın “Allah yapılan iyilikleri karşılıksız bırakmaz”diyor, gayri Müslimlerin cennete gireceğini ima etmeye çalışıyordu.

   Stv’nin dizileri sanal mesaj vermek hususunda çok başarılı. Mesela dizilerinde başörtülüler hep varoşlarda yaşayan ve fakir olan halktır. Tesettür STV’nin dizilerinde “teferruattır”. Mezarlığa girerken takılır, çıkarken çıkarılır.
   Namaza başlayan bir genç kız namaz kılarken başını kapatıyor, namazını kılıp seccadeden önce başörtüsünü çıkarıyor. Ama bu genç kız içi iyilikle dolu, çok yardım sever örnek bir kız. Kalbi temizlerden.

AMİL İLE CENNETE SOK, HIZIR İLE YARDIM ET
   STV’nin skandal sayılabilecek yapımlarından biri de “Büyük buluşma” adlı dizisidir. Dizi de ölen şahıs sorgulanmakta, sonunda cennet ya da cehenneme gönderilmektedir. Sorguyu yapan “amil” adındaki “ruhani” kişi ardı ardına yönelttiği sorularla kişinin hatalarını veya yaptığı iyilikleri ekrana getirir. Dini içeriğinin “Hayrettin Karaman” tarafından hazırlanan dizide çok açık mesajlar verilir. Mesela “kalbi temiz” olan bir kişinin “ilk sorgu sorulacak olan” namaz kılmasına veya başka başka ibadetler edip haramdan kaçmasına gerek yoktur. Kalbinin temizliği ile direk cennete gönderilir bu dizide. Daha başka başka sayılamayacak cahillikler yapılır ama din adına hakmış gibi dayatılır bu dizide.

   Beşinci Boyut adlı dizide de Hızır (Aleyhisselam) canlandırılmaktadır. Hızır karakteri “verilen ilahi emirler” çerçevesinde insanların hayatına etki eder. Dini gibi gözüken bu dizi aslında hiç dinle alakası yoktur. Çünkü Hızır karakterinin müdahale ettiği kişiler, dizinin sonunda İslam’a yönelmiyor sadece ön yargılarından kurtuluyor. Ve hep nedense Hızır karakterin yardım ettiği kişiler İslam ile alakası olmayan, saçı başı açık, zengin, varlıklı veya dinden diyanetten bi haber kimseler oluyor. Dizide tahmin ettiğiniz gibi ne namaz var ne niyaz.

SIR KAPISINDA PEYGAMBERLİ MESAJLAR
   Sır kapısı adlı dizide insanların başından geçen sırlı olaylar anlatılır. Bu dizide çok dikkat çekici bir husus vardır.
   Senaryoya göre Cemaatin okullarına, hizmetlerine destek verenler hep yardım olunurlar. Destek vermeyenler senaryo gereği gördükleri rüyalar veya başlarına gelen olaylarla uyarılırlar veya helak olurlar. Bu yardım olunanlar senaryo gereği rüyalarında Resulüllah Efendimiz’i görür, doğru yolda olduklarını ve ilahi desteğe mazhar olduklarını anlarlar. (Senaryoya Efendimizi dâhil etmek kadar büyük cahillik olamaz.)
   Ve bu dizide okula zekât vermek teşvik edilir. (Kendi okullarına topladıklarından)
   Ancak zekâtın “zekatı hak eden şahsa” verilmesi gerekmektedir.

VUR PATLASIN ÇAL OYNASIN BAŞLADI
   Kanal 7 bildiğiniz gibi zaten batmış durumda. Günün yirmidört saati eğlence; Hakkâri’de şehit varken bile onlar vur patlasın, çal oynasın yapıyorlar ya Şimdilerde STV de başlamış.

   Aslında STV’nin dini görünümü sadece kandillerde yapılan “çalgılı, çengili”dini toplantılardan ibaret. Adı hafızlarda “dini” olarak kalmış.

   Bu yönüyle Cübbeli Hoca “Saman Tv” tezinde haklı çıkıyor. Çünkü böyle kanallar Müslümanları etki altına alıp yönlendiriyor. Çünkü adı “İslami kanal”olarak geçiyor.

   Çok acıdır hep bizden gözükenler, bizi mahvetti. Cübbeli Hoca’nın 2000′li yıllarda anlattığı bir hadise var.

   Bir çiftlik sahibi, çiftliği fareler basınca baş edemiyor. Kedinin baş edemediği farelere karşı çiftlik sahibi en sonunda aklını çalıştırıyor.
   Farelerden birini yakalıyor. Yakaladığı fareyi iki, üç gün aç bırakıyor. Bu sırada yakaladığı başka fareleri ince ince kıyıp daha önce aç bıraktığı farenin önüne yavaş yavaş atıyor.
   Aç olan ne bulsa yer. Oda afiyetle yiyor. Fare etine alışan ve vazgeçilmezi haline gelen fare iki hafta içinde kocaman bir kedi gibi oluyor. Çiftlik sahibi “bir saldım bunu, çiftlikte fare bırakmadı” diyor.
   Neden? Fareler “buda bizim gibi fare” diyerek kaçmıyor. Canavarlaşan fare de yakaladığını yiyor.

   Durum bu vaziyettedir arkadaşlar. Müslümanlar tarih boyunca “bizden”dediklerinden darbe almıştır. Allah sonumuzu hayreylesin…

1 Haziran 2011 Çarşamba

REGAiB KANDiLiNiN ÖNEMi NEDiR ? BU GECENiN NAMAZI VAR MIDIR ? PEYGAMBER EFENDiMiZ'IN GECE HAKKINDAKİ SÖZLERİ

Regâib, arapça bir kelimedir ve "reğa-be" kökünden gelmektedir. "Reğa-be", kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir. "Reğîb" kelimesi ise, "reğabe"'den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, taleb edilen şey demektir. Müennesi, "reğîbe"dir. "Reğîbe"nin çoğulu da "reğâib" dir. Kelime olarak "Regâib"in aslı budur.


Receb’in ilk cuma gecesine Regaib gecesi denir. Bu geceye Regaib gecesi ismini melekler vermişlerdir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Bu gece yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir. Regaib gecesini ibadetle geçirmeli, kazası olan, hiç değilse bir günlük kaza namazı kılmalı! Kazası olmayan da nafile namaz kılar, Kur’an-ı kerim okur, tesbih çeker, tövbe istiğfar eder. Perşembe günü oruç tutup, gecesini de ihya etmek çok sevaptır. Receb ayında oruç tutmak faziletlidir.

Peygamberimiz (a.s.m)’ ın Ramazan ayından sonra en çok oruç tuttuğu ay Receb ayıdır. Bu Receb ayında oruç tutmanın muazzam, muhteşem sevabları var.

Bir de bu ayda sevablar kulların defterlerinin sevab hanelerine, bol bol dökülmesi dolayısıyla da recebül esabb denmiştir. Yâni, sevabların bol bol, şarı şarıl, gürül gürül döküldüğü ay demek... Sabbe, Arapçada dökmek demek... Nehrin de böyle dağlardan çağlayarak şaldur şuldur akıp da döküldüğü yere münsab derler; o da aynı kökten... Receb-ül esabb; Allah'ın rahmetinin cûşa gelip, ikram ü ihsanâtının şarıl şarıl, güldür güldür kullara geldiği ay demektir.

Arifler ve din alimleri kitaplarında yazmışlar ki, bu ay ekim, ekme, ziraat ayıdır. Sevaplı işler, oruç tutmak, tevbe etmek vs. güzel şeyler yapılır. Bir mahsulün ekilmesi gibi ziraat, ekim ayıdır. Şa'ban bakım ayıdır. Ramazan biçim ayıdır, yâni mahsulün alındığı aydır demişler. Demek ki Receb ayı, bizi Ramazan ayına hazırlayan bir mevsimin ilk adımı olmuş oluyor.

Onun için, "Receb ayı tevbe ayıdır." demişler. Yâni kul ne yapacak?.. "Yâ Rabbi! Ben anlayamamışım, hatâ etmişim, bilememişim, suçluyum, kusurluyum; beni affet..." diyerek hatâsını itiraf edip, hatâsından dönerek, Cenâb-ı Hakk'ın yoluna girecek.