27 Mart 2010 Cumartesi

Nihal Bengisu Karaca >>> TRT 2 Bir Kültür Sanat Kanalıydı Neden Kapandı ?

         Nihal Bengisu Karaca / GAZETE HABERTURK
         Ajan Provokatöre Gerek Yok Heveskârlık da Aynı Sonucu Doğurur
TRT 2’nin bomba yüklü kamyon haberi ile basındaki ajan gazeteciler tartışması üst üste gelince insan ister istemez bu iki tartışmayı aynı eksende düşünürken buluyor kendisini.
Hatırlanacağı gibi TRT 2 saatlerce bol imalı, bol abartılı bir yayın yapmasına ve TSK’yı gereksiz bir zan altında bırakmasına rağmen, bomba yüklü kamyon meselesinden herhangi bir şey çıkmamıştı.
TRT’nin karşısına yeni kıvamına yaraşır bir dil ve içerik ile çıksak ve “Provakasyon mu var?” diye sorsak başımız ağrımaz. Latife bir yana, ama TRT 2’nin o günkü yayınına bakarak, “Ergenekon soruşturması ve sivil-asker ilişkilerinin normalleşmesi sürecine yönelik bir ‘balta operasyonu’ yapılmış olsa, ancak bu kadar başarılı olabilirdi” diye düşünmek mümkündü.
Zira ister ordu içindeki cuntacılık faaliyetleri olsun ister darbe planları olsun, bunları ortaya koyan belgelerde eser miktarda bir “kurgusallık” olsaydı, sözgelimi Taraf’ın yayınladığı ve Mehmet Baransu’nun taşıdığı bavulun içinden tahrifat izi taşıyan belgeler çıksaydı, iddiaların çoğu doğru bile olsa, sürecin seyri değişirdi. Kendisini düzeltmesi, içindeki zararlı ayrık otlarından arınması gereken TSK bu süreçten nasibine düşen “kendini sorgulama/aynaya bakma” fırsatını kaçırır; cuntacılar ve aklı her türden karanlık işe yatan sözde vatanseverler de şu an içinde bulundukları mahcubun mağlubiyetine değil, baskın basanındır zihniyetinin galibiyet sevincine bürünmüş olurlardı.
“Demokrasi mücadelesi” dediğimiz şeyi mahvetmeye küçük bir “kurgu kırıntısı” yeter. Lakin anlaşılan o ki, özel kanalların “ajitatif, provokatif, spekülatif” diline alışmış olan yeni nesil transferlerin “devlet kanalı” adabına alışması da, heveskârlığın provokasyon ile aynı sonuçları doğurduğunu öngörüp olgunluk kazanmaları da epey zaman alacak.

POPÜLİZME KURBAN EDİLEN KÜLTÜR-SANAT
Belli ki “TRT Haber” ile birlikte, böyle “bombalarla” yaşamaya alışacağız. Asıl bomba, TRT 2’nin haber kanalı olmasına direndiği, TRT 2’nin kültür-sanat kanalı olarak kalması için mücadele ettiği için görevinden alındığını düşündüğüm TRT İstanbul Müdürü Ömer Erdem’in başına gelenlerdi. Asıl bomba edebiyat, resim, sinema, müzik, opera, tiyatro, heykel ve dahi sanatın bütün alanlarında belirli bir düzeyi tutturmuş olan yayıncılığıyla belirli bir seyircisi olan TRT 2’nin ortadan kaldırılması, “haber kanalı”na dönüştürülmesiydi.
Velev ki bir avuç insan izliyor olsun, devletin görevi “çoğunluğun” taleplerinin yanı sıra “a priori” olarak, bir ön kabul olarak “faydası” olduğuna inanılan yayınları yapmak, kitapları basmak ve etkinlikleri düzenlemektir. Sorun neden yeni bir haber kanalı sorusu değil, sorun neden bu yeni kanalın “kültür-sanat kanalını yok etme pahasına” açıldığıdır. Ama “milletin egemenliği” gibi haklı bir meseleyi can sıkıcı bir ezbere dönüştürerek bayağı bir popülizmle sulandırır iseniz sonuç böyle olur. Popülizmi, içine pekâlâ üniversite öğrencilerinin bile dahil olduğu bir kesimi “seçkin-ci” ilan edip, zevklerini ve beklentilerini hiçe sayma üzerine inşa ettiğinizde, o “seçkin-cileri” sahiden milletine düşman hale getirirsiniz. Kanımca bu da, bir benzeri yukarıda geçen heveskârlığın yan ürünlerinden biri olarak “provokasyon” ile aynı sonucu doğurur...
Dünyayı kendi hayat görüşünden ve siyasi duruşundan ibaret sayan ve kendi kendisini gaza getirme noktasında fazlasıyla başarılı olanların arasına ajan provokatör sızdırmaya hacet yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder